Hitler ve Nazi Tankları

Hitler ve Nazi Tankları
I. Dünya savaşı başladığında Adolf Hitler gönüllü olarak Alman ordusuna katılmıstı,cephede İngiliz ve Fransız askerlerine karşı savaşmaktaydı. Yeni yeni bu dönem başlayan tank teknolojisi cepheye indiğinde Hitler çok saşırmıştı geleceğin devrimi olarak düşündüğü bu dev makineler hemen karşısında duruyordu. Karşınızda bir metal yığını ateş ediyorsunuz fakat ettiğiniz ateş hiçbir işe yaramıyor. Cephede ortalığı yakıp yıkan, sahip olunan silahlardan çok daha güçlü olan tanklardan o kadar etkilendi ki, hayatını neredeyse bu tanklara adadı.
Güçlü bir Alman İmparatorluğu için çalışmalarına başlayan Hitler, sonunda istediği gibi iktidar ortamı yaratmış ve lider olmuştu. Elinde en güçlü silahları ve en güçlü orduyu bulundurmak istiyordu. Dönemin Nazi Almanyası’nda devrim yaratacak şeylerden biri de tanklardı. İngilizler tarafından bulunan bu araçlar var olan hiçbir silaha benzemiyordu.
Güçlüydüler, kurşun geçirmiyor, tek atışta vurduğu yeri harap ediyorlardı. Fakat ufak bir sorun vardı: Versay Anlaşması kapsamında Almanya’nın tank üretimi yasaklanmıştı. Ancak Hitler durmadı. Çoktan harekete geçmişti bile. Führer’in aklında tek bir şey vardı; I. Dünya Savaşı’nın intikamı.

Alman Lider emri verdi: Tank üretimine başlıyoruz! Ama gizlice…
Sıradan tanklar değil, mega tanklar üretilecekti. Öyle güçlü, öyle yenilmez olacaklardı ki, hiçbir kuvvet onları alt edememeliydi. Hitler Tank ne kadar büyük olursa, o kadar güçlü olacağını düşünüyordu. Hitler’in ilk göz ağrısı, Panzer 1 adlı tankıydı.
II. Dünya Savaşı’nda düşmanı dehşete düşüren tank projelerini başlatmıştı. Tarih bir tank savaşına şahit olacaktı : Dinkirk Savaşı. Bu muharebede İngiliz ve Fransız birlikleri, Alman gücünün karşısında arkalarına bile bakmadan kaçtılar. Savaşta tam anlamıyla tanklar konuşmuştu.
Hitler sahip olduğu bu oyuncaklarına hayvan isimleri takardı. Onlardan en büyüğüne Tiger demişti. Nam-ı diğer Kaplan. Cephede gözüktüğü ilk günden, savaşın Almanya adına son bulduğu tarihe kadar, müttefik askerleri için bir korku unsuru oldu.
Hitler hareminde bulunan bu tank sadece bir başlangıçtı. Üretilen her yeni tank bir diğerinden daha büyük oluyordu. Bu tankların üflese düşmanı dağıtacak güçleri vardı. I. Dünya Savaşı’nda gönüllü bir piyadenin bir gün savaşlarda tozu dumana katacağını kimse tahmin edemezdi. Ama kattı. Hem de baya bir kattı…
Dünyanın en iyi silah geliştirme merkezi olan Nazi tesisinde, mühendisler adeta canavarlar üretiyordu. Devrim yaratan tanklar burada büyümekteydi. Hitler haklıydı, tanklar kısa vadade büyük zaferler demekti. Tankların yapımlarını gözlemleyen lider şöyle diyordu: İşte bu, bunu istiyorum! Adolf Hitler’in Tankları!
HİTLER’İN PANZERLERİ
Panzer I modern tank dünyasında küçük kalıyordu ancak bu sorun değildi. Hitler bu oyuncaklarını her seferinde biraz daha büyüttü. Panzer II, Panzer III, Panzer IV ve diğerleri, gittikçe devasalaşıyordu. İşte 20 ton gibi..
1939’da Polonya’ya giren tanklar müthiş bir sürpriz yaptı. Führer’in oyuncakları oradaydı. II. Dünya Savaşı’nda Almanya’ın şakası yoktu. Geçtiği yerleri ezip geçerek enkaz haline getiren oyuncakları vardı sonuçta. Bu hızlı tanklar savaşta yeni bir kelime türetti: Yıldırım Harekâtı.
3 BİN 600 TANKLI MUAZZAM İŞGAL
Hitler 1941’de, 3 bin 600 tank ve 4 milyon askeriyle tarihin en büyük mürettebatını Sovyet kapısına yığdı. Evet, Barbarossa Harekâtı. İşgal gibi işgaldi. Herhalde o dönemde bir iddia olsaydı herkes Almanya’ya oynardı. Ve bugün olduğu gibi sonuç bambaşka olurdu.
HİTLER TANKLAR İÇİN PORSCHE İLE ANLAŞTI
Spor arabalarıyla hayran olduğumuz Porsche, Hitler için bambaşka bir şey tasarlıyordu. Bir savaş tankı. Porsche ve Hitler arasında geçen muhabbet şöyleydi;
Hitler: Canavar gibi bir tank istiyorum.
Porsche: Tamam.
Porsche üreteceği bu ölüm makinesi için en hassas ve en özel parçaları kullanacaktı. Diesel ve elektromotor bir araya getirildi. Bu da şanzıman ihtiyacını ortadan kaldırdı. Hitler’in 53. yaş günü hediyesine bir bakın. Minimum ağırlık, maksimum performans hedefiyle ortaya çıkan şaheser: Tiger.
II. DÜNYA SAVAŞI’NIN EN GÜÇLÜ TANKI: PANZERKAMPFWAGEN VI TIGER II (KÖNİGSTİGER)

II. Dünya Savaşı sırasında kullanılmış Alman ağır tankıdır. ABD’li askerler “King Tiger” (Kral Kaplan), İngilizler “Royal Tiger” (Asil Kaplan) olarak hitap etti, Almanlar da Königstiger (Bengal Kaplanı) adını kullandılar. Königstiger, II. Dünya savaşının en güçlü tankıydı. Bu tankın en etkili özelliklerinden birisi Tiger I’in zırh kalanlığına ve Panther’in zırh eğimine aynı anda sahip olmasıydı. Yaklaşık 70 tonluk ağırlığına rağmen çok ataktı. Königstiger ( Tiger II) öyle bir ağır tanktı ki 3500 m den Amerikan yapımı M4 Sherman’ı ve Sovyet tanklarını imha edebiliyordu. 1200 metreden ise her düşman tankını imha edebiliyordu. Orantısız bir güce sahipti. V-12 Maybach HL 230 P30 700 beygir motorunu yani Panther tankıyla aynı motoru kullanıyordu. 860 litre yakıt deposuyla 90 km yol yapabiliyor .70 ton ağırlığındaydı ve 41 km/ h hıza ulaşabiliyordu.Komutan,sürücü,nişancı,yükleyici ve radyo/makinalı tüfekçi olarak 5 mürettebata sahipti. Araçta Krupp tarafından geliştirilen 8.8 cm KwK 43 L/71 top kullanıldı.Zırh delici merminin namlu çıkış hızı saniyede 1000 metreydi. 1.5 km ötedeki hedefin zırhını 250 mm ye kadar delebiliyordu .

Ağır zırhı ve uzun menzilli topu sayesinde döneminin tanklarına karşı çok üstündü. Özellikle Batı cephesinde müttefik kuvvetlerinin Königstiger’ın önüne çıkaracak bir tankı yoktu. Bu tanka karşı savunma savaşı vermek de neredeyse imkânsızdı. Tankın ön kısmındaki zırh kalınlığı 150 ile 180mm arasındaydı. Araç önden hiçbir şekilde hasar almıyordu. Tanka önden atılan atışlar tankın ön zırhından sekiyordu. Dönemin bütün anti-tank mermilerine dayanıklı şekilde yapılan ön zırhı vardı. Kalın ve eğimli zırhı çok yakın mesafeden gelen mermilere bile dayanabiliyordu. Gerçektende savaş sırasınca Königstiger’ın ön zırhının delindiğine dair hiçbir kanıt yoktur. Müttefikler Königstiger’ı ancak uçaklarla ya da çok yakın mesafelerden (300-500 metre civarı) yandan veya arkadan anti-tank silahlarıyla vurabiliyorlardı.
Amerikan Başçavuş Clyde d. Bronson’un Tiger 2 Tankıyla İlk Karşılaşması
“Amerika’da tank eğitimi alırken bize söyledikleri Sherman tanklarının üstün tanklar olduğu, Alman tanklarının bununla başa çıkacak bir teknolojisi olmadığı söyleniyordu. Nihayet müfrezemize saldırı görevi verildi. 18 Sherman tankı tek sıra halinde giderken iki adet Alman tankı ile karşılaştık. Haftalardır heyecanla beklediğimiz an geldiği için sabırsızca saldırıya geçtik. Almanların bir tanesi yoluna devam etti, diğer tank ise yavaş yavaş bize doğru döndü ve hızla üstümüze doğru gelmeye başladı. Öyle ki 500 metre mesafeye kadar birliğimize yakındı. Öne geçmiş 12 Sherman tankımız ateş etti. Alman tankının etrafını duman bulutları sardı. Duman bulutları dağıldığında Alman tankının hiçbir şey olmamış gibi sakince bize doğru nişan aldığını gördük ve ateş etmeye devam ettik. Alman Tankı’ndan gelen ilk mermi yanımdaki Sherman tankını parçalayıp geçti. Attığımız mermiler kendisini rahatsız bile etmiyordu. Günün sonunda 14 Sherman tankımız orada, 2 Sherman tankımız ise kaçarken 2-2,5 km öteden yine aynı Alman tankı tarafından avlandı. O günden sonra hemen her Amerikalı ‘da bir Alman tankı korkusu başladı. Her tankı King Tiger sanıyor ve istemeden korkuya kapılıyorduk. Şimdi bize eğitimdeyken söylenen yalanların hayatımıza nasıl mal olduğu aklıma geldikçe devletime sinirleniyorum eğer o gün King Tiger gibi bir tankımız olsaydı şuan hepimiz yaşıyor olurduk”
II. Dünya Savaşı’nın sonuna kadar kullanıldı. Günümüzde çalışır tek Tiger II Tankı Fransa’da müzede bulunmaktadır.


TARİHİN İLK MEGA TANKI: KARADA GİDEN BİR GEMİ
Hitler Kursk Savaşı‘nda bir zafer elde edemese de sahip olduğu mürettebatın gücü onu tatmin etmişti. Ne kadar büyük, o kadar güç felsefesini izleme şansı buldu. Ve tarihin ilk mega tankını yapmak için harekete geçti. Adeta karada giden bir gemi tasarlanıyordu: Land Cruiser P. 1500 Monster (II. Dünya Savaşı sırasında Almanya tarafından tasarlanan süper ağır topçu. Alman tank tasarımlarının en aşırı örneğidir.) Ağırlığı 1500 ton, uzunluğu 42 metre, genişliği 18 metre ve yüksekliği de 7 metre olarak tasarlanmıştır. Bu “kara kruvazörü“, dünyanın en büyük savaş topu 800mm’lik Gustav Topu’ nu kullanabilmek için kundağı motorlu bir platform olarak tasarlanmıştı. Büyük Gustav olarak da bilinen ve dünya tarihinde inşa edilmiş ve kullanılmış en büyük top olma özelliğine sahip Gustav Topu’nun yaklaşık 50 km uzağa ateşlenebilen 7 tonluk mermileri, ağır tahkimatları yok etmek için kullanılıyordu. (Bu top istenen performansı verememişti çünkü 45 dakikada tek bir atış yapabiliyordu.) Tasarlanan Land Cruiser tankının yapımı gerçekleştirilemedi. Boyutları ile korkunç görünse de bu kara kruvazörünün birçok olumsuz yanı vardı. Örneğin bu büyüklükteki bir aracın geçebileceği köprü bulunmuyordu. Yol da yoktu. Ağırlığından ötürü arazide ilerlemesi imkânsız olacaktı.
HİTLER’İN YENİ CANAVARI: MAUS TANKI
Hevesi dinmeyen, savaşın gidişatını büyük silahların değiştireceğine inanan ve büyüklük sevgisinden vazgeçmeyen Hitler Porsche’ye bir şans daha tanıdı. Yeni çelik canavarımızın adı Maus’du. Maus Tankı şimdiye tek üretilen en büyük tanktı. İnşa edilen en ağır tank olan Maus tankı yaklaşık 200 tonluk ağırlığıyla aslında kendi sonunu hazırlayan bir lanete sahipti. Sadece 2 adet üretildi ve üretimi çok maliyetli bulunarak terk edildi. Bu süper ağır tank 188 ton ağırlığında, 10 metre uzunluğunda, 4 metre genişliğinde ve 4 metre yüksekliğindeydi.
Savaşın sonu gelmek üzereydi ama Hitler gidişatın değişeceğine hala inanıyordu bunun için Maus adında ki bu yeni büyük tankın yapımına başlanmasına karar verdi. Maus tankını yapma görevi Ferdinand Porsche’ye verildi. Tankın bazı tasarımını kendi çizen Hitlerin, Maus tankı üretildiğinde ise artık çok geçti çünkü Rus askerleri Berlin’i işgal etmiş ve Almanya savaşı kaybetmişti. Ormanlık bir alanda gizli bir bina bulan Rus askerleri içeriye girdiğinde çok saşırdılar. Binada çok büyük olan Maus Tankı bulunmaktaydı, tankın biri Ruslar tarafından imha edildi diğeri ise Kubinka Müzesi’nde sergilenmektedir.
HİTLER’İN TANK SEVDASI HİÇ BİTMEDİ
Hitler tank sevdasından hiçbir zaman vazgeçmedi. Tank sevdasını takıntı haline getirmişti. Gizli gizli yapacağını yapıyordu. Ne Versay Antlaşması ne de Kızıl Ordu onu yıldıramadı. Her seferinde daha da büyüğü için en iyi mühendisleri arıyordu. Zaman zaman istediğini almış olsa da zaman zaman bir hayal kırıklığı oldu ama bu çılgın diktatör bu oyuncaklarından ve çılgın projelerinden asla vazgeçmedi.