Thomas Hobbes

Thomas Hobbes, babası onu küçük yaşta terk ettiğinden amcasının gözetiminde büyümüştür. Oxford’da Üniversite eğitimini tamamlamıştır. İlerde üniversite de geçen zamanın kendisine pek bir şey kazandırmadığını söyleyecektir. Parlamentonun Haklar Yasası’nı çıkarması üzerine demokrasinin yol açabileceği sorunları göstermek için devleti yönetmeyi bilmeyen halkın aristokratların yerini alıp bu işe koyulmaları sonucunda Atina’yı nasıl batırdıkları anlatan Thukydides Tarihi’ni çevirir.
Eserleri
Thukydides Tarihi çevirisi
Human Nature
De Corpore Politico
De Cive
Leviathan
De Homine
Homeros destanları çevirisi
Hobbes Leviathan adlı kitabında siyasal kuramını kuracağı genel felsefenin tam bir materyalist felsefe olduğunu açıkça ortaya koymaktadır. Materyalistler yalnızca maddenin var olduğunu, maddesel varlığı olmayan hiçbir varlığın var olmayacağını ortaya koyarlar. Böylece maddesel varlığı olmayan bir şeyin var olamayacağına inan Hobbes dikkatini maddesel dünyaya çevirir.
İnsan felsefesi, insanı harekete geçiren ve hareketlerini yöneten şeyin Aristoteles felsefesindeki erek değil, neden olduğunu söyleyerek nedensellikçi bir tutumu benimser. Duyularımı bizi bir şeye itiyorsa istek söz konusudur, bir şeyden uzaklaştırıyorsa nefret duygusu söz konusudur. Hobbes tıp biliminin geriliğinin de tesiriyle hareketlerimizi yöneten merkezin kalp olduğunu ileri sürmüştür.
Toplum felsefesi, nedeni insan davranışlarında oluğu kadar toplumsal olaylar alanında da geçerli olduğuna inanır. O toplum felsefesini insan felsefesin dayandırır.
Doğa durumu kavramı, insanlar devlet mekanizmasını meydana getirmeden önce bir doğa durumu içinde yaşıyorlardı. Kendilerini güvensiz hisseden insanlar kendi güvenlikleri gereği başka insanlar üzerinde egemenlik kurma isteği içine girdiler. Başkaları üzerinde egemenlik kurma çabası da savaşı doğuracaktır. Aynı zamanda “doğa durumu”nda adalet ve mülkiyet gibi bir şey söz konusu değildir. Hobbes’e göre insanlar malın ve güvenliğin olmadığı bu durumda kalamazlardı. İnsanların içindeki ölüm korkusu, rahat yaşama isteği onları bu genel savaş durumuna son vermeye itti. İnsanlar aklın yoluyla doğa yasası üzerinde birleştiler. İşte bu doğa yasasıdır ki, insanların birbirine zarar verecek şeyleri yapmalarını yasaklayacak olan devleti kurmalarına yol açmıştır. Devletin kurulup doğa durumunun son verilmesi toplum sözleşmesiyle olmuştur. Hobbes’ın Toplum sözleşmesi kuramına baktığımızda insanlar arasında savaşın yani doğa durumunun son verilesi insanların bir araya gelip yaptıkları toplum sözleşmesinin sonucudur. Böylece insanlar toplanıp, aralarında yaptıkları bir sözleşmeyle bütün haklarını bir egemene temelli devretmişlerdir. Böylece başlarına bütün haklarını devrettikleri bir egemeni geçirerek devleti kurmuş, doğa durumundan uygar toplum durumuna geçilmiştir. Buradan anladığımız kadarıyla Hobbes devletin meydana gelişini Toplum sözleşmesine dayandırma yoluna gitmiştir. Hobbes toplum sözleşmesinden şu çıkarımları yapar
- Toplum sözleşmesinin varlık nedeni can ve mal güvenliğinin sağlanmasıdır. Bunlar sağlandığı surece inşalar egemene boyun eğeceklerdir.
- Sözleşme uyruklar arasında yapılmış olup egemen uyruklara karşı bir yükümlülük altına girmemiştir. Bu nedenle uyruklar sözleşmede taraf olmayan egemeni başlarından atamazlar, direnemezler. (Dikkat edilirse Hobbes burada iç savaşı önlemeye yönelik bir çıkarım yapmıştır)
- Hobbes’ın baş tasası monarşiyi savunmak değil, anarşiden korunmaktır. Ayrıca o monarkın kamu çıkarları için çalıştıkça monarşiyi yeğleyeceğini ortaya koymuştur.
Devlet kilise ilişkisi, Hobbes tinsel yetkeyi, dünyevi yetkenin üzerine çıkarmaya çalıştığı için Roma kilisesini eleştirir. Kilisenin mutlak egemenliğin sınırları dışında kalmayacağını bu nedenle devlete bağlı olması gerektiğini ifade eder. O kiliseyi papalıktan ayırıp tümüyle devlete bağlı kılar.