Çin Uygarlığı

Çin Uygarlığı, dünya tarihindeki en eski ve en etkili uygarlıklardan biridir. Çin, binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan bu uygarlık, kültürel, sosyal, siyasi ve ekonomik açılardan büyük bir zenginliğe sahiptir.

Çin Uygarlığı’nın temelini, Huang He (Sarı Nehir) ve Yangtze Nehri vadilerindeki tarım toplulukları oluşturmuştur. Tarım, Çin Uygarlığı’nın ekonomik temelini oluşturmuş ve bu sayede nüfus artışı ve yerleşik hayata geçiş sağlanmıştır. Pirinç, buğday, mısır, çay ve ipek gibi tarım ürünleri, Çin’in tarım ekonomisinde önemli bir yer tutmuştur.

Çin Uygarlığı, aynı zamanda büyük bir kültürel mirasa sahiptir. Konfüçyüsçülük, Taoizm ve Budizm gibi felsefi ve dini inançlar, Çin’in kültürel ve ahlaki değerlerini şekillendirmiştir. Konfüçyüsçülük, toplumsal düzen, ahlak ve eğitim üzerine odaklanırken, Taoizm doğa ile uyumlu bir yaşamı teşvik etmiştir. Budizm ise Hindistan’dan Çin’e yayılarak, Çin kültürüne önemli bir etki yapmıştır.

Çin Uygarlığı, aynı zamanda teknolojik ve bilimsel açıdan da önemli bir gelişme göstermiştir. Kağıt, matbaa, pusula, barut gibi önemli icatlar, Çin’de ortaya çıkmış ve dünyaya yayılmıştır. Aynı zamanda, Çin’in seramik, ipek, porselen, bronz işçiliği gibi el sanatları da büyük bir ün kazanmıştır.

Siyasi açıdan, Çin Uygarlığı, birçok dönemde merkezi bir imparatorluk yönetimi altında birleşmiştir. Han Hanedanı, Tang Hanedanı ve Ming Hanedanı gibi dönemlerde Çin, siyasi ve ekonomik açıdan büyük bir güç olmuştur. Ancak, Çin Uygarlığı tarih boyunca birçok iç savaş, isyan ve istilalarla da karşılaşmıştır.

Sonuç olarak, Çin Uygarlığı, binlerce yıllık bir geçmişe sahip olan ve kültürel, sosyal, siyasi ve ekonomik açılardan büyük bir zenginliğe sahip olan bir uygarlıktır. Tarım, kültür, teknoloji ve siyasi yapı gibi alanlarda önemli bir etki yapmış ve dünya tarihindeki en etkili uygarlıklardan biri olarak kabul edilmiştir.

Antik Çin Uygarlığı

Modern öncesi dönemde uygarlıkların hiçbiri Çin’den daha ileri görünmüyor ve kendisini ondan daha üstün hissetmiyordu. 15.yüzyılda Avrupa’nın 50-55 milyonluk nüfusuna karşı Çin’de 100-130 milyonluk nüfus vardı. Bunun yanında mükemmel bir kanal sistemi ve buna bağlı olarak bereketli topraklar mevcuttu.

Çin uygarlığını en çarpıcı yanı teknoloji alanındaki gelişmelerdi. İleri matbaacılık Kâğıt para ve kütüphanelerin önünü açmıştır. Çin kentleri Avrupa kentlerinden daha büyüktü 11. yüzyılda muazzam bir demir sanayi vardı. Öyle ki 700 yıl sonra Sanayi Devrimi‘ni gerçekleştirmiş İngiltere bile 11.yüzyıldaki Çin’in demir üretimini geçemedi.

Gerçek barutu ilk bulanlar muhtemelen Çinlilerdi. 14, yüzyılda Moğol hükümdarını devirmek için top kulandılar.

Avrupa’ya göre çok erken dönemde gemicilik ve denizcilik alanında ilerlemeler katlettiler. Mıknatıslı pusula bir başka Çin buluşuydu. On binlerde gemiden oluşan filolarla uzun mesafeli yollar almışlardır. Hata bir sefer bu gemilerde Çin İmparatorunu eğlendirmek için Afrika’dan zürafa dahi getirilmiştir. Çinlilerin dikkat çeken tarafı ise gittikleri yerde hiçbir zaman Avrupalılar gibi yağma yapıp adam öldürmemeleridir.

Tüm bu imkanlara rağmen Çin tüm dünyaya arkasını dönmeye karar vermişti. İlk önce açık denizlerde gemicilik faaliyetleri yasaklandı ve bunu benzer yasaklar takip etti. Savaş gemileri kazığa çekildi ve çürümeye bırakıldı. Bundaki asıl sebep Konfüçyüsçü bürokrasinin tutuculuğundan başka bir şey değildi.

Devletin üst kademelerinde yer alanlar denizaşırı genişlemeye ve ticarete dayalı daha parlak bir gelecek yaratmanın değil geçmişi korumanın ve yeniden yakalamanın peşindeydiler.

Tutucu rejim bilimsel eserleri sınırlandırdı, demir fabrikalarını kapattı, kâğıt para kullanımına son verdi, denizaşırı ticaret ve balıkçılık yasaklandı. 16 yüzyılın başlarında Çin’i ziyaret eden ilk Avrupalı gemiciler ülkenin büyüklüğünden, nüfusunda, zenginliklerinden etkilenmişlerse de geldikleri yerin kendi içine dönmüş bir ülke olduğunu fark etmişlerdi.

Kaynak

Büyük Güçlerin Yükseliş ve Çöküşleri-Paul Kennedy

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir