Niccolo Machiavelli

Niccolo Machiavelli, Floransa’da bir kuyumcunun oğlu olarak dünyaya gelir. Çağına uygun olarak Yunan ve Latin kültürü edinir. Büyünce Floransa’yı yöneten Onlar Kurulu’nda yazmanlığını yapmaya başlar. Burada ona verilen çeşitli elçilik görevleri sayesinde siyasal birliğini kurmuş ve mutlak monarşiyle yönetilen devletleri yakından tanıma imkanı bulmuştur. Ancak onun buradaki görevi Medicilerin Floransa’ya dönüp iktidarı yeniden ele geçirmesiyle son bulmuştur.

Prens adlı eserinde monarşi ile ilgili görüşlerini, İtalyan birliğinin sağlanması amacıyla sunar.
Söylevler adlı eserinde genel siyasal görüşlerini ifade ederek eğilim duyduğu cumhuriyet yönetimi üzerinde durur.
Machiavelli iki yapıtında farklı siyasal görüşleri savunduğu için çeşitli yazarlarca faklı yorumlanmıştır. Bunun tesiriyle kimi yazarlar onun monarşiden kimisi de cumhuriyetten yana olduğunu söylemiştir. Tüm bunların ötesinde Machiavelli İtalya’nın ancak ulusak birliğini mutlak monarşi ile kurabileceğini sezmiştir. Birlik sağlandıktan sonra monarşinin görevini tamamlayacağını yerine cumhuriyetin alması gerektiğini savunduğunu anlıyoruz. Dolayıyla bu görüşünde bir tutarsızlık yoktur.
Machiavelli’nin siyasal düşünüşünün odak noktası İtalyan birliğinin sağlanmasıdır. Siyasal görüşlerini oluşturan düşüncelerini bu amaca yönelik araçlar olarak geliştirmiştir. Bu burjuvazinin yarattığı yeni kültüre uygun laik ve bilimsel araçlardır.
Machiavelli’ye göre papalık tek başına İtalyan birliği kuracak kadar güçlü olmadığı halde İtalyan birliğini kurmaya kalkacak bir gücü önleyebilecek kadar güçlü olduğu için ve gerçekte de önlediği için, İtalya siyasal birliğine kavuşmamıştı.
Machiavelli’nin Dünya Görüşü
Dünya görüşü, siyasal görüşleri felsefi tutumuna dayanmaktadır. Felsefi tutumu ise dinsel değerlerden arınmış laik bir burjuva dünya görüşüne sahiptir. Dini inançlı olamayan ve papalığa karşı bir tutumu içindedir. Bununda tesiriyle olayları yazgı ile açıklayan dinsel eğilimden kendisini kurtarmıştır.
Yazgı ile ilgili görüşleri, o yazgıya nasıl katlanılacağını değil nasıl aşılacağını anlatır. İnsanların olayların gidişini etkileyebileceği cüzi irade sahibi olduğunu söyleyerek anlatmaya çalışır. Hareketlerimizin yarısını rastlantılar yönetiyorsa, yarısını biz yönetiyoruz diyerek yağının rolünü yarıya indirir. “Rastlantıların kör gücü üzerimize bir sel gönderiyorsa, sel çekildiğinde baraj ve set yaparak gelecekte onu önlememiz elimizdedir”
İnsan doğası hakkında görüşleri, Machiavelli’ye göre insanlar bencildir. Bu onların doğasıdır. Bencillerden oluşan toplumda bencil olmayan davasını yürütemez. Aynı zamanda insanların kötü olduklarını söyleyerek başarılı olmak isteyenlerin gerektiğinde kötü davranışlar ortaya koyası gerekir. Machiavelli’ye göre insanlar en çok mala önem verir. Bu yüzden yöneticiler uyruklarının mülkiyetlerine saygılı davranmalıdır. Hatta bir kimsenin malını alacağına o kimseyi öldürsün daha iyidir der. İnsanların ana babalarının ölümlerini unuttuklarını ancak ellerinden alınmış malın acısını her zaman hatırlayacaklarını ifade eder.
İtalyan birliğinin kurulması düşüncesi, İtalyan birliğinin sağlanması için gereken araç olarak gördüğü şey mutlak monarşidir. İtalya birliğini sağlamakta Avrupa ülkelerine göre geri kalmıştı. Bu yolda Papalık ve feodal beylerle uğraşılası gerekiyordu.
Dine ve Papalığa karşı olan tutumu, Machiavelli’ye göre Papalık İtalyan birliğini engelleyen bir kurumdu. Ayrıca onun dine karşı değil, Papalığa karşı çıktığı görülür. Papaların iffetsiz yaşayışları ve ahlaka uygun olmayan politikaları dine olan güvenin sarsılmasına neden olmuştur. Bu nedenle dinsizliği kiliseye borçluyuz der. Ayrıca dine karşı siyasal amaçlar taşır. Halkın egemene boyun eğmesini sağlayacak en güçlü duygu dinsel duygudur. Bu yüzden yöneticilerin dindar olmasa bile son derece dindar görünmesini ister.
Siyasal düşünü laikleştirmesi ve bilimselleştirmesi, Machiavelli siyasal düşünüşte bir dönüm noktasıdır. O kendinden öncekilerden farklı olarak kendini dinsel düşünüşün etkisinden kurtarmıştır. Siyasal erkin Tanrıdan değil kuvvetten doğduğunu ifade etmiştir. Böylelikle siyasi düşünüşü laikleştiren aynı zamanda bilimselleştirmeye çalışmıştır. Günümüzde siyasal biliminin kurucusu sayılır.
Machiavelli’nin Makyavellizmi, Prens adlı eserinde oraya koyduğu amaca ulaşmak için her türlü araca başvurmanın uygun olacağı anlayışının adıdır. Machiavelli bu doğrultuda İtalyan birliğinin sağlanması için ne gerekiyorsa yapılmasını savunuştur.
Zora başvurma hakkında görüşleri, başarımın koşulu iknadan çok zor kullanmaktan geçer. İkna yoluyla hiçbir zaman başarı sağlanamaz. Kimseye bağlı bulunmayanlar, zorlama gücüne sahip olanlar, hemen her zaman muvaffak olurlar. Silahlı peygamberlerin zaferlere ulaşmış, silahsızların yenilmiş olmaları bundandır.
Machiavelli’nin mutlak monarşiye ilişkin görüşleri, İtalya’yı birliğe ulaştıracak araç mutlak monarşidir. Bu yolda prens gerekirse öldürecek, yalan söyleyecek, ahlaka aykırı davranacak, anlaşmalara uymayacaktır. Prensi bu yolda bağlayan hiç bir sınıf, hiçbir yasa, hiçbir kurum ve kimse olmamalıdır.
Machiavelli’nin Söylev adlı kitabına göre Yönetimlerin Dolaşımı
Çok eski bir tarihte insanlar az sayıda iken dağınık bir şekilde yaşıyorlardı. Dolayısıyla devlet henüz ortaya çıkmamıştı. İnsanlar kalabalıklaşınca bir araya geldiler, toplumsal yaşam ortaya çıktı. Bu ortamda huzursuzlukları önlemek ve kendilerini korumak için içlerinden en güçlü ve en cesur olana boyun eğdiler. Böylelikle ilk devlet olgusunun nüveleri atılmış oldu. Zaman içinde yasalar yapıldı ve krallar seçilmeye başlandı. Fakat artık en güçlü değil en akıllı ve en adil olan seçiliyordu. Bu monarşi düzenidir. Ancak kral seçimle değil de katılım yoluyla başa geçer olunca monarşi bozulur tiranlık gelir. Bundan sonra tiranlığı da aristokratlar devirince Aristokrasi kurulur. Aristokrasi bozulur oligarşiye geçilir. Halk oligarşiyi yıkar ve cumhuriyete geçilir. Ama zaman içinde cumhuriyette yozlaşır ve bozulur.