Tımar Sistemi
Tımar sistemine göre devlete sağlanan bir hizmet karşılığında, kişilere yıllık geliri 3.000-20.000 akçe arasında olan bir toprağın verilmesidir. Türkçe’de dirlik ile eş anlamlı kullanılan tımar kelimesi sözlükte “bakım, ilgi” anlamına gelir.
Osmanlı’da Tımar
Devlet topraklarının önemli bir kısmı padişaha aittir. Bu toprakların işlenmesi için reayaya ihtiyaç vardır. Bunun için bu topraklar reaya kiralanır. Tımar sahibine, “sahibi tımar”, “sahibi arz” ve ya “sahibi raiyyet” denir. Devlet kiraya verdiği topraktan vergi aldığı gibi aynı zamanda bir orduda teşekkül etmektedir. Böylece devletin iki temel ihtiyacı vergi toplama ve asker besleme bu sistem ile çözülmektedir.

Osmanlı’da Uygulanış
Bu sistem ilk defa Osmanlı’da uygulanmadı Hititler de dahi benzer bir uygulama söz konusudur. Diğer taraftan Osmanlı bu sistemi Selçuklulardaki İkta ve Bizans’ta bulunan pronoia sistemlerinden örnek alarak hazırlamıştır. Osmanlı bu iki sistemi geliştirerek daha üstün model bir sistemi meydana getirmiştir.
Türkiye Selçuklu Devletinin yıkılmasından sonra kurulan Osmanlı Devletinde ikta usulünün daha gelişmiş bir şekli olan ve timar adı verilen sistemin uygulanmasına, Osman Gazinin fetihleriyle başlandı. Fethettiği araziyi timar olarak askerlerine dağıtan Osman Gazi, Karacahisar’ı da oğlu Orhan Gaziye verdi.
Tımar Çeşitleri
Tezkireli Tımar
Beylerbeyinin doğrudan doğruya vermeye yetkili olmadığı timarlar olup, İstanbul’dan verilirdi. Ayrı vilayetlerdeki timarların kılıç kısımları aynı büyüklükte olmadığından, tezkireli ve tezkiresiz timarların büyüklükleri beylerbeyliğine göre değişmekteydi. Mesela Rumeli, Budin, Bosna, Tameşvar beyliğinde geliri 6000 akçeden fazla olan timarlar tezkireliydi. Buna karşılık Kıbrıs Adasında ve Kocaeli, Biga sancaklarında 5000, Karaman, Zülkadriye ve Rum eyaletlerinde de 3000 akçenin üzerinde gelire sahip timarlar tezkireliydi.
Tezkiresiz Tımarlar
Beylerbeyinin doğrudan vermek yetkisine sahip olduğu timarlardı. Bunların kıymeti ekseriya düşüktü.
Osmanlı’da Kaldırılması
Sürekli devam eden harplerin ve Celali isyanları’nın meydana getirdiği tahrip ve masraflar, ülkede krize neden oldu ve sisteme darbe vurdu. Bundan sonra sistem 1839’da yayınlanan Tanzimat Fermanı ile tamamen ortadan kaldırıldı. Ancak taklitçilikle hareket eden tanzimatçılar, bu teşkilatın yerine yeni bir sistem koyamadılar.
Kaynakça
İnalcık, Halil, Türkiye Diyanet Vakfı İslam Ansiklopedisi, 2012, cilt 41.