Sened-i ittifak
Sened-i ittifak, Osmanlı İmparatorluğu döneminde Tanzimat Fermanı (3 Kasım 1839) ile beraber uygulanmaya başlanan yönetim ve hukuk sisteminde bir değişikliği ifade etmektedir. Sened-i ittifak, anayasalara bağlılık ilkesini ve haklarını güvence altına alan bir belge olarak kabul edilmektedir.
Bu belge ile Osmanlı İmparatorluğu’nda temel hak ve özgürlüklerin korunması, vatandaşların eşitlik ve adalet temelinde yönetilmesi amaçlanmaktadır. Sened-i ittifak, hukuk düzenlemeleri ve reformları içermekte olup, müsadere, keyfî ceza ve işkencesini yasaklamaktadır. Ayrıca örfi hukukun yerine batı hukukunu getirerek, ülkede hukuki bir standart ve düzen sağlamayı hedeflemektedir.
Sened-i ittifak, Osmanlı İmparatorluğu’ndaki hukuk düzeninin Batılılaştırılmasında önemli bir rol oynamış ve Tanzimat Dönemi’nin bir sembolü olarak kabul edilmiştir. Ancak, belgenin uygulanması ve etkinliği noktasında bazı sınırlamalar ve eksiklikler olduğu için tam anlamıyla başarılı olamamıştır.
Giriş
Osmanlı Devleti’nin 18. yüzyıl sonları ve 19. yüzyıl başlarında karşı karşıya kaldığı iç ve dış sorunlar, merkezi otoritenin zayıflamasına yol açtı. Bu dönemde taşrada güç kazanan ayanlar, devletin siyasî ve askerî hayatında etkili olmaya başladı. II. Mahmud’un tahta çıkışıyla birlikte ayanlarla merkezi yönetim arasında bir denge arayışı ortaya çıktı ve 1808 yılında Sened-i İttifak imzalandı. Bu belge, Osmanlı tarihinin ilk kez padişahın yetkilerini kısmen sınırlaması bakımından önem taşır.
Oluşum Süreci
III. Selim’in reform girişimlerinin (Nizam-ı Cedid) Yeniçerilerin ve bazı ayanların tepkisiyle başarısızlığa uğramasının ardından, devlet otoritesi daha da zayıfladı. 1808’de Alemdar Mustafa Paşa’nın desteğiyle tahta çıkan II. Mahmud, merkezi otoriteyi güçlendirmek amacıyla ayanlarla bir uzlaşmaya gitti. Bunun sonucunda İstanbul’da bir araya gelen ayanlar ile padişah arasında Sened-i İttifak imzalandı.
İçeriği ve Maddeleri
Sened-i İttifak, padişah ile ayanlar arasında karşılıklı hak ve yükümlülükleri düzenliyordu. Başlıca hükümleri şunlardı:
- Ayanlar, padişaha bağlı kalacak ve gerektiğinde asker göndereceklerdi.
- Padişah, ayanların can, mal ve makam güvenliğini garanti edecekti.
- Halktan keyfî vergi toplanmayacak, vergiler adaletli ve kanuna uygun olacaktı.
- Ayanlar, bulundukları bölgelerde güvenliği sağlayacak ve devlete sadakat göstereceklerdi.
- Merkezi yönetim ile taşra eşrafı arasında karşılıklı bir denge kurulacaktı.
Önemi
- Osmanlı tarihinde ilk kez bir padişah, kendi yetkilerini sınırlayan bir belgeyi kabul etmek zorunda kalmıştır.
- Halkın vergi güvenliği ve adalet ilkesi resmen dile getirilmiştir.
- Sened-i İttifak, bazı tarihçiler tarafından Osmanlı’nın “ilk anayasal belgesi” olarak görülse de, kapsamı ve uygulanabilirliği sınırlı kalmıştır.
- Belge, ayanların gücünü resmen tanıyarak taşrada fiilen var olan durumu hukuki hale getirmiştir.
Sonuç ve Değerlendirme
Sened-i İttifak, Osmanlı tarihinde merkezi otorite ile taşra güçleri arasındaki ilişkilerin dönüm noktalarından biridir. Her ne kadar uzun ömürlü olmasa da, bu belge Osmanlı siyasi tarihinde anayasal gelişmelere giden yolun ilk işareti kabul edilmektedir. Tanzimat Fermanı (1839) ve Kanun-i Esasi (1876) gibi sonraki reform belgelerine giden süreçte Sened-i İttifak’ın sembolik önemi büyüktür.





