Karmatiler

Karmatiler, Ortaçağ İslam dünyasında önemli bir siyasi ve dini hareket olan Karmatiyye mezhebine mensup bir grup olarak bilinir. Karmatiyye, 9. ve 10. yüzyıllarda Orta Doğu’da etkili olan bir İsmaili Şii mezhebiydi. Bu özellikle Bahreyn ve Umman bölgelerinde güçlü bir şekilde örgütlenmişlerdir.

Tarihi ve etkileri hakkında daha fazla bilgi edinmek isterseniz, İslam tarihi ve İsmaili Şiiliği üzerine yapılan araştırmaları inceleyebilirsiniz.

Doğu Arabistan’da Abbasi Halifeliği’nin hüküm sürdüğü sırada ortaya çıkan toplumsal bir girişimin adı olup ilkel bir komünist hareket olarak nitelendirilmektedir.

Karmatilik

  • Karmatiler kimdir “karmat”, kelimesi sıradan köylü anlamına gelmektedir. Karmatiler ortak mülkiyete dayalı bir devlet kurmuşturlar. Görüşleri Mazdek’in görüşleriyle benzerlik gösterse de Karmatiler’de mülkiyet ortaklığının yanında kadın ortaklığı yoktu.
  • Kıbleleri Mekke değil, Kudüs’tü. Zenginden alıp yoksula vermişlerdir.
  • Karmatiler sanılanın aksine bir mezhep veya mezhep kolu değildir. Bir hareketin adıdır. İslamın özünü savunup  İslamın özünden ortaya çıkmışlardır.

Karmatiler Nasıl Doğdu?

Karmatilerin kökenleri, İsmaili Şiiliğine dayanmaktadır. İsmaili Şiiliği, İmam İsmail’in soyundan gelen liderlerin takipçileri olan bir Şii mezhebidir. Karmatiler, İmam İsmail’in soyundan gelen liderlerin otoritesini kabul ediyor ve onlara bağlılık gösteriyordu.

M.S 869’da Afrika’da yaşanan ve 14 yıl süren Zenci İsyanı sonunda bugünkü Bahreyn ve çevresinde yaşayan Şia kökenli halk, Abbasi halifelerinin zulmüne karşı çıkarak ayaklanmıştır.

Karmatilerin en önemli özelliği, radikal ve isyancı bir hareket olmalarıdır. Mezhebi, İslam dünyasında yaygın olan geleneksel dini ve siyasi otoriteye karşı çıkmıştır. Onlar, toplumun tüm sınıflarını ve dinlerini eşit olarak kabul eden bir sosyal yapıya sahipti. Bu nedenle farklı etnik ve dini gruplardan insanları kendi hareketlerine çekmeyi başarmışlardır.

Olayın başlangıcı halifesinin vergileri arttırması olarak görülmektedir. Esasen ise despotik yönetime karşı bir çıkıştır. Din adına halka zulmedildiğine inan ve devletin dine karışmamasını öngören insanlar Hamdan Bin Eşas El Karmat’ın liderliğinde bir ayaklanma başlattılar. Bu isyanla El Hasa merkezli ortak mülkiyet temeline dayalı heteredoks bir İslam devleti kurdular.

Şiddete başvurarak zenginden alıp fakire dağıtmaları komünist bir düzen benimsediklerini görüşünü doğurmuştur. Nitekim onların düzeni, Komünizmden ziyade ilkel bir komünizm düzeni olarak ifade etmek gerekir. 6 kral ve 6 vezirden meydana gelen 12 kişilik yönetim kadrosu vardı. Merkezde haklın buğdaylarını öğüten genel bir değirmen vardı. Dini hiçbir sorumluluk ve dini hiçbir vergi yoktur.

Onuncu yüzyılın büyük bir bölümünde, Kerkük’ten Basra Körfezi’ne dek Ortadoğu’yu, Umman sahillerini kontrol eden ve Bağdat’taki Abbasi Halifesi’nden ve Kahire’deki rakip Fatımi Halifesi’nden vergi alan güçlü bir toplum haline gelmişlerdi.

Karmatilerin en ünlü eylemlerinden biri, 930 yılında Mekke’ye saldırı düzenlemeleridir. Kabe’yi yağmalamış ve Hac ibadetini engellemişlerdir. Bu saldırı, İslam dünyasında büyük bir şok etkisi yaratmış ve onların radikal ve isyancı doğasını vurgulamıştır.

Karmatiler Kabe Baskını

Kabe Baskını, Karmatilerin lideri olan Abu Tahir el-Cannabi tarafından planlanmış ve gerçekleştirilmiştir. Saldırı, Karmatilerin kontrolündeki Bahreyn’den yola çıkarak Mekke’ye doğru ilerlemeleriyle başlamıştır. Karmatiler, 930 yılında Kabe’yi ele geçirerek kutsal mekanı yağmalamış ve Kabe’nin Hacer-ül Esved adı verilen siyah taşını çalmışlardır.

Karmatiler, Kabe’yi ele geçirdikten sonra Hacer-ül Esved’i çalmış ve onu Bahreyn’e götürmüşlerdir. Bu olay, İslam dünyasında büyük bir tepkiye neden olmuş ve Karmatilerin radikal eylemleri tüm Müslümanlar arasında büyük bir öfke ve nefret yaratmıştır. Bu olay, İslam dünyasında büyük bir şok etkisi yaratmış ve uzun süre tartışmalara konu olmuştur.

Yaklaşık iki yüzyıl yaşamış, Abbasi halifelerinin korkulu rüyası olmuşlardır. Hacer ül esved’i kaçırmaları, en ünlü faaliyetleri olmuştur. Karmatilere karşı Melikşah’tan yardım istemesiyle Artuk Bey’i bölgeye gönderilmiş. Artuk Bey de Karmatilere o döneme kadar yaşadıkları en bürük bozgunu yaşatmıştır.

Hacer-ül Esved

Hacer-ül Esved, İslam’ın en kutsal mekanlarından biri olan Kabe’nin köşesinde bulunan ve Müslümanlar tarafından büyük bir saygı ve öneme sahip olan siyah bir taştır. İslam inancına göre, Hacer-ül Esved, Hz. İbrahim ve oğlu Hz. İsmail tarafından Kabe’nin inşası sırasında kullanılmıştır.

Hacer-ül Esved’in kökeni hakkında farklı rivayetler bulunmaktadır. Bir rivayete göre, bu siyah taş, Cennet’ten Hz. Adem’e gönderilmiş ve onunla birlikte Kabe’nin inşası sırasında kullanılmıştır. Diğer bir rivayete göre ise, bu taş, Hz. İbrahim tarafından Cennet’ten getirilmiş ve Kabe’nin köşesine yerleştirilmiştir.

Hacer-ül Esved, İslam inancında büyük bir öneme sahiptir. Müslümanlar, Kabe’yi tavaf ederken Hacer-ül Esved’e dokunmaya çalışır ve ona öpücükler sunarlar. Bu, Hz. Muhammed’in uygulamasını takip eden bir gelenektir. Hacer-ül Esved’e dokunmanın ve ona öpücük sunmanın, kişinin günahlarının affedilmesine ve dualarının kabul olmasına yardımcı olduğuna inanılır.

Ancak, Hacer-ül Esved’in çalınması gibi olaylar, İslam dünyasında büyük bir tepkiye neden olur. Karmatiler Kabe Baskını’nda Hacer-ül Esved’i çalmış ve bu olay, Müslümanlar arasında büyük bir öfke ve üzüntü yaratmıştır. Neyse ki, Hacer-ül Esved daha sonra geri getirilmiş ve Kabe’ye yerleştirilmiştir.

Hacer-ül Esved, İslam’ın kutsal mekanlarından biri olan Kabe’nin önemli bir parçasıdır. Müslümanlar için büyük bir saygı ve öneme sahiptir ve Kabe’yi ziyaret edenler için manevi bir deneyim sunar. Hacer-ül Esved, İslam inancının ve tarihinin önemli bir sembolüdür.

Çöküşü

Uzun süren çatışmalar ve Karmatiler arasında giderek artan bölünmeler oluşumun giderek zayıflamasına neden oldu. Halifelik orduları, Fatimiler ve komşu kabilelerle yapılan savaşlar, birliğin zayıflamasına yol açtı.

M.S. 976’da, Abbasi Halifeliği’yle yapılan savaşların kaybedilmesi sonrasında bölgenin kontrolünü tam anlamıyla yitirdiler. 1067’de ise son büyük Karmati kalesi, Abdullah bin Ali Al-Uyuni kuvvetleri tarafından ele geçirilerek, Karmati hareketine son verildi.

Güçleri, 10. yüzyılın ortalarında azalmaya başlamıştır. Daha sonra, İsmaili Şiiliği temsil eden diğer gruplar, özellikle Fatımiler, Karmatilerin yerini almıştır. Bugün Karmatiyye mezhebi, tarih sahnesinden silinmiş olsa da, Orta Doğu’da İsmaili Şiiliği hala etkili bir şekilde temsil etmektedir.

Kaynaklar

Emre Kongar, Tarihimizle Yüzleşmek

worldbulletin.dunyabulteni.net

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir