Aristoteles

Strageria’da doğdu. Babası doktor.18 yaşında Atina’ya gelir. Burada metoikos statüsündedir. Plato’un ölümüne kadar Akademia’da kalmıştır. Platon’un ölümünün ardından umduğu Akademia başkanlığına getirilmedi. Bundan sonra üç yıl boyunca 2. Filip’in oğluna hocalık yapmıştır. Daha sonra Atina’ya dönüp Akademia’ya rakip felsefe okulunu, Lykeion’u açar. Öğrencisi, Iskenderin Yunanistan’ı egemenliği altına almasıyla, Aristoteles’i Makedonya yanlısı olarak görenlerin eline fırsat geçti. Onu tanrı tanımazlıkla suçlayıp mahkemeye verdiler. Bunun üzerine Atina’dan kaçmıştır. Bundan bir sene sonra da ölmüştür.

Birçok bakımdan hocası Platon’un düşüncelerini izlemişse de bazı noktalarda ondan ayrılmıştır. Platondan aldığı eğitimle akıldan çıkarılan bilgiyle, babasından aldığı eğitimle de gözlemden çıkarılan bilgiyi işlemiş, bunların etkisiyle Aristoteles’in düşünceleri şekillenmiştir.

Organon adlı eserinde doğru bilginin tümelin bilgisi olduğunu söyler. Doğru bilgiye ulaşmak için tümdengelim yapılır; Tüm insanlar ölümlüdür, Sokrates bir insandır, Sokrates de ölümlüdür.

Aristoteles, evreni bir hiyerarşi içinde görür. Evrendeki en yetkin varlık salt form olan tanrıdır. Dünya da bitkilerin sahip olduğu bitkisel ruh, hayvanların sahip olduğu hayvansal ruh bunlardan başka akılsal ruha sahip insanlar vardır.

Aristoteles’e göre İnsanda beden madde, ruh form konumundadır. Ruh amaç, beden araçtır.

Aristoteles’e göre karı koca ilişkileri eşitsizlik içindedir. Her birlik eşitsiz parçaların bir araya gelmesiyle kurulup, üstün olanın aşağı olanı yönetmesiyle sağlanır. Erkek yöneten kadın yönetilen durumundadır.

Aristoteles köleliğin doğaya aykırı olmadığını, doğal bir durum ve doğal bir kurum olduğunu söyler. “Köle canlı bir araç, araç cansız bir köledir”.

158 devletin yani polisin yasalarını incelemiştir. Politika’ya (kitabı) toplumların en yükseğinin polis olduğunu söyleyerek girer.

Polis: Öteki toplumları içine alan ve en yüksek iyiliğe ulaşmak amacında olan kent devleti.

Aristoteles, Platon’un koruyucular sınıfı için önerdiği ortak mülkiyeti savunur; ancak özel mülkiyeti doğal bir kurum olarak görür.

Ticareti meslek edinmeyi doğru bulmaz. Tefecilikle elde edilen zenginliği hırsızlıkla bir tutardı.

Ortak olan her şeyin ihmal edileceği, kavgaların olacağını, özel mülkiyet olursa, insanların kendilerine ait şeylere daha çok özen göstereceğini söyleyerek özel mülkiyeti savunmuştur. Ancak bu mülkiyet, ortak yarar için kullanılan özel mülkiyettir.

Aristoteles’e göre her yönetim biçimi farklı bir vatandaşlık anlayışıdır. Siyasal erdemleri geliştirmeye elverişli olmayan işlerde çalışan, erdemleri körelmiş insanlara siyasal hakları vermeyi uygun görmez. Bu hakka sahip bir tek aristokratları görür.

Yönetim her zaman toplumun egemen sınıfının elindedir. Yönetimleri sınıflaması Platon’un sınıflamasına benzer.

1-Tekin genel yararını izleyen yönetimi monarşi

2-Azınlığın genel yararını izleyen yönetimi aristokrasi

3-Çoğunluğun genel yararını izleyen yönetimi politeia (Demokrasi ve oligarşi karışımı, ılımlı demokrasi)

4-Çokluğun siyasal çıkarı izleyen yönetimi demokrasi

5-Azınlığın siyasal çıkarı izleyen yönetimi oligarşi

6-Tekin kişisel çıkarı izleyen yönetimi tiranlık

Platon’dan farkı:

Platon’un çoğunluğun yönetimi1-yasalı, 2-yasasız

Aristo’nun çoğunluğun yönetimi1-politeia, 2-demokrasi (Sınıfsal-Genel ve Kişisel çıkar)

Aristo’ya göre en iyi yönetim; tekin genel yararını güden yönetim olan monarşidir. En kötü yönetim biçimi ise tiranlıktır.

Aristoteles’e göre yönetimlerin sınıflandırılması

Yönetici SayısıGerçek Yönetimler Bozuk
Tekin YönetimiMonarşiTiranlık
Azınlığın YönetimiAristokrasiOligarşi
Çoğunluğun YönetimiPoliteiaDemokrasi

Aristo’ya göre kurulabilir en iyi yönetimi; ahlak felsefesinin “doğru orta” ilişkisi ile açıklar. Buna göre mülk sahibi olmada en iyi durum, ne aşırı zenginlik ne aşırı yoksulluk olmayıp “orta halli” olmaktır. Çünkü bu ikisi erdemli yaşama olanak vermez. Oysa devlet olabildiğince eşit ve benzer insanlardan, eşit siyasal haklara sahip vatandaşlardan kurulmalıdır. Eşit benzer insanlar orta sınıflarda bulunur. Bu nedenle orta sınıfın vatandaşlarının egemen olduğu devlet en iyi devlettir. Siyasal yaşamda bu sınıfın denetimi altında bulunulmalıdır.

İdeal Devleti: Bunun için önce en iyi yaşayış biçimini araştırır. Erdemli yaşayış en iyi yaşam biçimidir. Dolayısıyla devleti erdemli kişiler yönetmelidir.

Devletin öğelerinden biri nüfustur. Bunda önemli olan çokluk değil kuvvettir. İdeal vatandaş anlayışı bu yüzden askerdir. Askerler yaşlanınca yönetici olmalıdırlar. Toplumun nüfusu kendine yetecek kadar olmalıdır. Hiçbir vatandaş ekmeksiz kalmayacaktır.

Tüm bunlara göre Aristo’nun ideal devletinin “askerler ve bilgiler aristokrasi” olduğu söylenebilir.

Aristoteles’ Platon ile birlikte tarih boyunca birçok düşünürü etkiledi.

Benzer İçerikler

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir