III. Ahmet

III. Ahmet, şehzadelerinin öldürülmesi geleneği kalktığı için rahat bir şehzadelik hayatı geçirdi. 1703 yılında, Osmanlı Devleti’nin yirmi üçüncü padişahı olarak tahta geçti. 27 yıl boyunca saltanat sürdü. Dönemine Lale Devri damgasını vurmuştur. 1730’da ise tahttan indirilmiştir. III. Ahmet, Necip mahlasıyla şiirler yazardı.
Rusya ile ilişkiler
Ruslar sıcak denizlere inme hedefi doğrultusunda Eflak ve Boğdan beylerini isyana yönlendirme çabası içindeydiler. Bu nedenle Osmanlı-Rus ilişkileri oldukça gergindi. İsveç kralı Demirbaş Şarl, I. Petro ile yaptığı Poltova Savaşı’nda yenilince yaralı olarak Osmanlı topraklarına sığındı. Şarl’ı kovalayan Rus ordusunun Osmanlı topraklarına girmesi ise iki ülke arasındaki gerginliği hat safhaya çıkardı ve Osmanlı Devleti, Rusya’ya savaş açtı. Sadrazam Baltacı Mehmet Paşa komutasındaki Osmanlı ordusu I. Petro’yu ve ordusunu Prut nehri kıyısında kuşattı. Petro her ne kadar güç durumda kalsa da sadrazam bu durumdan yararlanamadı. Zira hem kışın gelmesi hem de yeniçerideki isteksiz tavrı, Osmanlı’yı barış yapmaya zorladı. Bunun üzerine 1711’de Prut Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmaya göre:
- Azak kalesi Osmanlı’ya verilecek (Karadeniz yeniden Türk gölü oldu.)
- Rusya İstanbul’da elçi bulundurmayacak
- Rusya Lehistan’ın içişlerine karışmayacak
- İsveç Kralı Şarl ülkesine dönebilecek
- Bunlara karşılık Petro ve ordusu serbest bırakılacak
Bazı tarihçiler Sadrazam Mehmet Paşa’nın, Çariçe Katerina ile olan özel ilişkisi dolayısıyla bu durumu fırsata çevirmediğine değinmişlerdir. Ancak o dönemde bu iddiayı desteleyen bir görüşme dahi olamamıştır. Barıştan memnun olmayan Padişah, Sadrazamı Edirne’ye döndükten sonra görevinden uzaklaştırdı.
Rusya’nın anlaşmaya uymaması nedeniyle Prut Zaferi istenilen sonucu vermedi. Bu durum Osmanlı devletine yeni bir savaşa kararı aldı. Yeni Sadrazam Ali Paşa önderliğinde Rusya üzerine yüründü. Nihayetinde 1713 yılında Edine Antlaşması yapıldı.
Venedik İle İlişkiler
Venedik, Akdeniz’de Türk gemilerine saldırmaktaydı. Ayrıca Katoliklerin baskısından sıkılan Ortodoks Mora halkı Osmanlı’dan yardım istiyordu. Nihayetinde Osmanlı Venedik’e 1715’te savaş ilan etti. Sadrazam Ali Paşa kısa zamanda Mora’yı ele geçirdi. Bu başarıdan tedirgin olan Avusturya, Karlofça Antlaşması’nın bozulduğunu ilan etti. Ardından Osmanlı Devleti Avusturya’ya savaş ilan etti.
Avusturya ile ilişkiler
Osmanlı Devleti’nin, Mora’yı yeniden ele geçirmesi üzerine Avusturya bir ültimatom vererek alınan yerlerin verilmesini, aksi halde barışın devam edemeyeceğini bildirdi. Divan her ne kadar savaştan yana olmasa da Sadrazam Ali Paşa’nın ısrarı üzerine Avusturya’ya savaş açıldı. Avusturya-Venedik ittifakı neticesinde Osmanlı ordusu yenildi. Sadrazam Damat Ali Paşa şehit oldu. Belgrad, Avusturya‘nın eline geçti. 1718’de Pasarofça Antlaşması yapıldı:
- Mora ve Girit Osmanlı’da kaldı.
- Kuzey Sırbistan Eflak, Belgrad Avusturya hakimiyetine girdi.
Lale Devri (1718-1730)
Pasarofça Antlaşması’ndan sonra Osmanlı Devleti, 1730 yılına kadar bir barış ve refah dönemi yaşadı. Nevşehirli Damat İbrahim Paşa‘nın sadrazam olduğu bu döneme “Lale Devri” denilmektedir. Bu dönemde:
- İstanbul’da matbaa, Yalova’da da kağıt fabrikası kuruldu.
- Comte de Bonneval (Humbaracı Ahmed Paşa), humbaracı ocağını ıslah etti.
- “Derya-yı Sim” bendi yaptırıldı.
- Yeniçeriler içinden bir itfaiye örgütü oluşturuldu.
- Her tarafta birçok köşk, saray ve lale bahçeleri yapıldı.
- Çiçek hastalığına karşı aşı uygulanmaya başlandı.
İran İle İlişkiler
18.yüzyılda İran’da mezhep çatışmaları ile uğraşıyordu. Bu durumdan yaralanan Rusya İran’a girdi. İran’ın Rusya hakimiyetine girmesini istemeyen Osmanlı Devleti, üç koldan harekete geçti. Osmanlı ve Rus orduları İran’da karşı karşıya gelince araya giren Fransa, savaşa engel oldu. İki ülke arasında 1724 senesinde İstanbul Antlaşması imzalandı. Bu antlaşmayla, Rusya ve Osmanlı İran’ı aralarında paylaştılar. Ancak Şah Tahmasb bu antlaşmayı tanımadı. Bölgede Osmanlı ordusuna zor duruma soktu.
III. Ahmet ve Patrona Halil İsyanı
Sadrazam Nevşehirli İbrahim’in vergileri arttırması halkı memnun etmedi. İbrahim Paşa’nın düşmanları halkı perde arkasından isyana teşvik etmeye başladılar. Özellikle İranlıların Tebriz’i almaları hoşnutsuzluğu arttırdı. Paşa’nın gizli bir mektupla Tebriz’i İranlılara verdiği dedikodusu yayıldı. Uzun zamandır bu durumu bekleyen Patrona Halil ve Muslu Beşe, 17 kişi ile Beyazıt Meydanı’nda isyan başlattılar. Sadrazamdan memnun olmayanların katımlıyla sayıları çoğaldı. İsyancıların isteği üzerine Padişah III. Ahmet, Sadrazam Nevşehirli İbrahim Paşa ve yakınlarını idam ettirmek zorunda kaldı. Ancak isyancılar bununla yetinmediler III. Ahmet’i tahtan indirerek yerine I. Mahmut’u padişah yaptılar.