II. Selim ve Dönemi (1566-1574)

II.Selim
II. Selim

II. Selim, Kanun-i’nin Hürrem’den oğludur. Konya, Manisa ve Kütahya sancakbeyliği yapmıştır. Babasının saltanatı sırasında diğer kardeşleri Şehzade Bayezid ve Şehzade Mustafa bertaraf edilmiş olduğundan tahtın rakipsiz varisiydi. Bu yüzden saltanat değişikliği sancısız oldu. Kütahya Sancakbeyi iken babasının ölümü üzerine 1566’da tahta geçmiştir.  Sokullu Mehmet Paşa gibi dirayetli ve tecrübeli vezirler sayesinde Sultan Selim’e fazla iş düşmedi. 8 yıl padişahlık yaptıktan sonra 1574 yılında vefat etti. İstanbul’da eceliyle ölen ilk Osmanlı padişahıdır.

Yabancı kaynaklar şehzade Selim’i al yanaklı, şişman olmasından dolayı annesine benzetirler. Ayrıca askerler tarafından sevilmediği ve güvenilmediğinden bahsedilir.

Tahta Çıkışı ve Cülus Olayı

Kanuni’nin çok bağlı olduğu karısı Hürrem Sultan kendi oğullarından Selim veya Bayezid’in taht varisi olmasını istemekteydi. 1553’de Konya Ereğlisi’nde o sefere katılan Şehzade Mustafa, Hürrem Sultan’ın etkisiyle babası Kanuni tarafından idam ettirildi. Böylelikle tahta varis olarak Hürrem Sultan’ın iki oğlu Şehzade Bayezid ve Selim kaldı. Hürrem Sultan’ın ölümüyle de bu iki kardeş birbirleriyle açıkça mücadele içine girdiler. Babasının desteğini almış olan Şehzade Selim 4 Aralık 1559 kardeşi Bayezid’i yendi ve bu mücadelen galip çıktı. Böylelikle basının saltanatı sırasında diğer kardeşleri bertaraf edilmiş olduğundan saltanat değişikliği sancısız olacaktı.

Zigetvar muharebesinde babasının ölüm haberi, Sadrazam Sokullu Mehmet Paşa vasıtasıyla Kütahya’da bulunan II. Selim’e iletildi. O da payitahta gitti ve 24 Eylül 1566’da tahta cülus etti. Lala Hüseyin Paşa, Lala Mustafa Paşa ve Musahibi Celal Bey Selim’in en yakınındaki kimseler olmuşladır.

Yeni padişah seferden dönmekte olan orduya katılmak ve babası Kanuni’ye son görevini ifa etmek üzere Belgrad’a doğru yola çıktı.  Bu sırada geri dönmekte olan askerden Kanuni’nin vefat haberi askerden gizlenmiş; son anda ilân edilmişti. Kanuni’nin uzun saltanatı boyunca cülus bahşişinden mahrum kalan asker yeni padişahtan bunu fazlasıyla bekler olmuştu. Sokullu ise hazinede yeterli para olmadığını, bu konuda acele edilmemesini; ancak kapıkulu askerine mutlaka cülus bahşişinin verilmesi gerektiğini de önemle bildirmişti. Sokullu geleneğe göre bir tören yapılması hususunda ısrarlı idi. Selim ise hocası ile musahibinin telkinlerine kapılıp Sokullu’yu dinlemedi. Cülus bahşişi olarak Kapıkullarına 1000’er, Yeniçerilere 2000’er akçe verildi. Halbuki yeniçeriler daha fazla istemekteydi. Yeniçeriler haklarını alamayınca Padişah’a diş bilemeye başladılar. Durumun ciddiyetini kavrayan II. Selim sonunda askerin bütün parasının ödenmesi için emir verdi. Böylece isyan tehlikesi ortadan kalktı. II. Selim’in cülus bahşişi konusunda Sokullu’nun telkinleriyle geri adım atmak zorunda kalışı, onu asker karşısında âciz bir duruma düşürmüştür. Yıllardır devlet otoritesine karşı tavır alamayan yeniçeriler, bundan sonra isyankâr tavırlarını sergilemek üzere fırsat kollayacaklardır. Ancak burada Sokullu isabetli kararı ile hem padişah nezdindeki hem de kapıkulu nezdindeki itibarını güçlendirmiştir.[1]

Sakız Adası’nın Fethi

Ada’dakilerin Osmanlı donanmasının harekâtını gözleyip düşmana haber verdiklerine dair bilgilerde gelmesi, korsanların bulunması ve son olarak vergilerini ödemekte geciktirmesi üzerine Kaptan-ı Derya Piyale Paşa yetmiş kadırga ile Sakız’ın tam karşısındaki Çeşme Limanı’na demirleyince Sakız Adası’nın beyleri hediyeler göndererek özür dilediler. Piyale Paşa bunları reddedince Ada’nın ileri gelenleri daha kıymetli hediyelerle Paşa’ya ricaya geldiler. Paşa hepsini tevkif[2] edip Ada’nın fethini kansız bir şekilde gerçekleştirdi (14 Nisan 1566). Bu suretle Ada Cenevizli korsanlardan kurtarılarak Batı Anadolu’nun güvenliğin sağlamıştır. Sakız Adası’nın fethinden sonra Batı Akdeniz’de önemli bir korsan yatağı olan Kıbrıs’ın fethi gündeme gelecektir.[3]

[1] https://tr.wikipedia.org/wiki/II._Selim

[2] Alıkoyma.

[3] Prof. Dr. Mücteba Ilgürel, Zirveden Dönüş: II. Selim’den III. Mehmed’e, Erişim: https://www.tarihtarih.com/?Syf=26&Syz=381808

Benzer İçerikler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir