II. Bayezid

Fatih’in en büyük oğlu, annesi gülbahar hatun, çocukluk yılları babasının sancakbeyliği yaptığı Manisa’da geçmiştir. Fetihten sonra Amasya sancak beyliğine gönderildi. Burada 25 yıl görev yaptı. Bu süreçte Amasya’yı bir kültür merkezi haline getirdiğini ifade edebiliriz.
Tahta Çıkışı
Tahta çıkış meselesinde de bazı sorunlar yaşanıyor. Fatih öldükten sonra Bayezid’e açıktan Cem’e ise gizlice ulak gönderilir. Cem’e haber gönderildiği anlaşılan Karamani Mehmet Paşa yeniçerilerce öldürülüyor. Bayezid gelene kadar tahtı muhafaza etmek için oğlu Korkut vekâleten tahta oturuyor. Öte yandan Konya’dan hareket eden Cem Sultan Bursa’ya gelerek kendi adına hutbe okutup sikke bastırıyor. Bayezid tahta geçtikten sonra Cem Bayezid’e zamanında Mehmet’in İsa’ya yaptığına benzer bir teklifte bulunarak memleketi bölerek beraber yönetmeyi talep eder. Ancak merkeziyetçi bir politika güttüğü anlaşılan Bayezid bu teklifi reddeder. Bunun üzerine cereyan eden mücadelede Cem Sultan mağlup olarak çekilmek zorunda kalır. Cem’in Karamanoğullarımdan ve göçmen Türkmenlerden destek gördüğü anlaşılıyor.
Aralarında yapılan mücadelede Bayezid’in galip ayrılmasıyla Cem için sürgün hayatı başlamıştır. Önce Karamanoğlu Kasım Bey’e arkasından Memluk sultanına sığındığını görüyoruz. Bu dönemde Hacca gittiği hususunda farklı görüşler mevcuttur. Hatta bu hususta iki kardeşin birbirlerine gönderme yaparak yazdıkları mektuplar söz konusudur. Mısırdan sonra Rodos’a geçtiği anlaşılan Cem’in hedefi buradan Rumeli’ye geçip bölge ahalisinin desteğini aldıktan sonra Macarlardan alacağı yardımla da tahtı ele geçirmeyi planlıyordu. Ancak Bayezid Hristiyanlarla iletişime geçerek yıllık 40.000 duka karşılığında Cem Sultan’ın esir edilmesi konusunda mutabakat vardı. Bu dönemde Cem’in tesiriyle Osmanlı ile Avrupa arasındaki diplomatik ilişkilerin geliştiğini görüyoruz.
Anlaşıldığı üzere Bayezid tahta çıktığında en büyük sorunu kardeşi Cem sultan idi. Cem taht için Fatih tarafından işaret edilen bir kişi olarak görüldüğü için Bayezid’in tahta çıkmasını kabullenemiyor. Onun bu sevdadan hayatının sonuna kadar vazgeçmediğini görüyoruz. Bu durum Bayezid’i çok yoracaktır. Bununla beraber Bayezid ile ilgili afyona düşkün, savaşa gitmez gibi iddialarda bulunsa da bunların çokta geçerli olmadığını görüyoruz. Onun tahtından ayrılmama felsefesi Cem Sultan tehlikesiyle ilgilidir. Çünkü savaşa gitmesi halinde Cem bu boşluktan yararlanarak tahtı ele geçirebilirdi. Dönemin en büyük sorununu teşkil eden Memluklerle yapılan savaşa Bayezid’in katılmaması bu durumun bir tezahürü idi. Öte yandan Avrupa’ya karşı izlemiş olduğu barışçı politikanın arkasında da Cem Sultan yatmaktadır.
Cem’in Dirayeti
Cem’in taht için bu kadar istekli olmasının çeşitli nedenleri mevcuttur. Fatih’in onu işaret ettiğine dair bazı söylentiler söz konusudur. Öte yandan Fatih’in kardeş katilini kanun yapmasından ötürü bu durum çok tutarlı bir sebep olarak gözükmemektedir. Başka bir neden de Bayezid’in da Fatih’in karşısında gözükmesi. Öyle ki Fatih’in büyük tepki toplayan vakıf ve mülk toprakları miri toprak haline getirme politikasına karşı duruşu tahta geçme ihtimalini en az olan şehzade olduğu algısının oluşmasına neden olmuştur. Diğer taraftan bulunmuş oldukları sancakbeyliklerine baktığımızda Cem Konya’da Bayezid Amasya’da bu Osmanlı ananesine göre Cem’in tahta geçmeye daha yakın taraf olduğu kanaatini uyandırmaktadır.
Boğdan Seferi
Osmanlıdaki taht değişikliğinden yararlanmak isteyen Stefan Çelmare Eflak’ saldırdı. Bundan dolayı 1484’de Bayezid’in ilk hareketi Boğdan üzerine gerçekleşmiştir. İlk Kili üzerine gidilmiş ve burası ele geçirilmiştir. Arkasından Akkirman alınır. Bölgede ki başarılı fetihlerle beraber Stefan Çelmare saf dışı bırakılmıştır.
Memluk Meselesi
Osmanlı açısında bu dönemin bir başka sorunu da Memluklerle yaşanan problemdir. Osmanlı Memluk sınırında bulunan Dulkadiroğlularında Osmanlı taraftarı ve aynı zamanda Bayezid’in kayınpederi olan Alaüddevle’nin başa geçmesi Memlukleri rahatsız etmiştir. Buna karşılık Memluklerin Cem Sultanı misafir edip koruması ise Bayezid’i rahatsız etmiştir. Başka bir sebep ise Hindistan’dan Osmanlı’ya gönderilen hediyelere Memluklerin el koymasıdır. Ancak tüm bu görünen nedenlerden ziyade iki devletinde İslam devletleri arasında liderliği oynaması, sorunun temel nedendir. Tüm bu sebeplerden dolayı Memluklerle ciddi bir sıkıntılar ortaya çıktı.
Gerginleşen Memluk Osmanlı ilişkileri 1486’da hat safhaya ulaştı. Aralarında cereyan eden muharebede Osmanlı birliklerinin Memluklere yenildiğini görüyoruz. Bunun en büyük nedeni Padişahın tahtını muhafazası için savaşa iştirak etmemesi dolayıyla Osmanlı ordusunun vurucu kesimi yani Yeniçerilerin savaşta bulunmaması mağlubiyettin önemli bir etkeniydi. Yapılan ikinci savaşta da Osmanlı birlikleri yenilecektir. Bundan dolayıdır ki artık sadrazamlara Serdar-ı Ekrem unvanı verilerek savaşlara gönderilmeye başlanacaktır. 1491 yılında Memlukler Kayseri’ye kadar gelmesi üzerine mevcut durum kabul edilerek anlaşma imzalanmıştır.
Doğa Olayları
1490’lı yıllarda İstanbul’da büyük bir zelzele meydana gelmiştir. Şehrin içine girdiği bu olumsuz koşullarda daha fazla etkilenmek istemeyen Bayezid’in Edirne’ye geçecektir. Fakat orada da uğursuzluk peşini bırakmamıştır. Zelzeleler, su baskınları, yıldırımlar ve veba salgını halk arasında kıyametin kopacağı endişesinin yayılmasına neden olmuştur. Bu birazda Memluklere karşı alınan mağlubiyetlerinin etkisiyle ortaya çıkan kriz ortamının halka yansıması olarak ifade edilebilir.
Arnavutluk Üzerine Sefer
Macar Kralı Corvinus’un ölmesi Belgrad’ın fethi için Osmanlı’ya bir fırsat yarattı. 1492 yılında Belgrad’ın alınması fikriyle sefere çıkan Osmanlı ordusu bunun mümkün olmadığına kanaat getirerek seferin yönünü Arnavutluk’a çevirmiştir. Bayezid seferden dönerken bir dervişin suikast girişimine uğramıştır. Bununla beraber bölgede kızıl başlılık eğilimli bir isyan hareketi söz konusu olmuştur.
Batı’daki Faaliyetler
Venedik ile ilişkilerin bozulduğu görülüyor.1499-1502 Venediklerle savaşılmıştır. Bunun da tesiriyle Bayezid güçlü bir devlet olabilmek için denizlere çok iyi duruma gelmesi gerektiğinin farkına varmıştır. Yapılan çalışmalarla deniz teknolojisi ileri seviyeye taşınmıştır. Bu durumu denizlerde askeri başarılar takip etmiştir.
Venedik Fransa ittifakının oluşmasıyla Fransa’nın İtalya’nın küçük devletlerine ve Osmanlı’ya savaş ilan etmiş. Bu durumun tabii sonucu olarak küçük İtalyan devletleri Osmanlı ile birleşmiştir. Osmanlı donanması Venedik üzerine harekâta geçerek inebahtı, Navarin, Koron ve Modon Venedikler yapılan savaşlarda alınmış. Ayrıca bu dönemde ispanyada zor durumda kalan gırnataları Osmanlı gemileri güvenli bölgeye taşımıştır.