Çernobil Faciası

1986 Mayıs’ının ilk haftasında Sovyetlerden sızan haberler Çernobil Nükleer Santrali’nde yangın çıktığı ve 10 kişinin yaşamını yitirdiği şeklindeydi. Çernobil yasak bölge ilan edilmişti ve olayın tam olarak ne olduğunu hiç kimse bilmiyordu.
Çernobil Nükleer Santrali her biri 1.000 Megawatt gücünde (yaklaşık 1.2 milyon evin elektrik ihtiyacı) dört reaktörden meydana geliyordu. Nükleer santralin güvenliği endişelerinin arttığı günlerde Sovyet bilim adamları reaktörün çalışması ansızın durdurulduğunda buhar tribünlerinin daha ne kadar süre çalışmayı sürdüreceklerini ve acil güvenlik sistemine ne kadar süre ile güç sağlayacaklarını ölçmek amacıyla bir dizi testlere başladılar. Deney için 4 numaralı reaktörün gücü önce yarıya daha sonra %7 ye indirildi.
26 Nisan 1986 günü saat 01.23’te deneye başlamak için her şey hazır hale getirildi. Önce su pompaları çalıştırıldı. Ardından buhar basıncı hızla düşürüldü ve güvenlik düzeyinin altına inildi. Bütün güvenlik sistemleri devre dışı bırakıldıktan sonra tribünlere giden buhar akışı durduruldu. Böylece soğutma sistemi yavaşladı. Ancak beklenmedik bir şey oldu. Yakıt kanallarında ani bir ısı yükselmesi meydana geldi ve tüm reaktör kontrolden çıktı. Deneye başlandıktan sadece bir kaç dakika sonra iki patlama meydana geldi. Üç saniye için reaktörün %7 olan gücü %50’ye yükseldi. Yakıt parçacıklarının soğutma suyunu aniden buharlaştırması ise felaketi tetikledi. Sıkışan buhar santralin tavanını havaya uçurdu. Buharlaşmanın etkisiyle ortaya çıkan hidrojen ise yangını başlattı.
İlk anda mevcut radyasyonun %25’i, sekiz gün içinde de tamamı çevreye yayıldı. Patlamadan bir gün sonra bölgede yapılan ölçümde radyasyon oranının normalden 100.000 kat fazla olduğu anlaşıldı. Çernobil yasak bölge ilan edilip hızla boşaltılmaya başlandı. 135.00 kişi başka bölgelere nakledildi.
Sovyetlerin bütün dünyayı uyarmak yerine olayı gizlemeye çalışması radyasyon tehlikesini artırmaktan başka bir işe yaramadı. Füzyon ürünleri ve uranyum yakıt hızla atmosfere yayıldı. Yedi milyona yakın insan radyasyondan etkilendi, 700.000 kişi ise yer değiştirmek zorunda kaldı.
Ama kazanın gizliliği fazla uzun sürmedi. İsveç Forsmark Nükleer Güç İstasyonu nükleer kaza anonsu yaptı ve havadaki partiküllerin rotasının Çernobil’i işaret ettiğini bildirdi. Bütün kuzey yarım küre nükleer saçılım tehlikesi ile karşı karşıya kaldı. 2 Mayıs’ta Japonya, 4 Mayıs’ta Çin, 5 ve 6 Mayıs’ta Amerika ve Kanada radyasyondan etkilendiğini duyurdu.
Radyasyon geçişinden etkilenen yerlerin arasında Türkiye’nin kuzey kısımları ve Trakya da yer alıyordu. Türkiye Atom Enerjisi Kurumu tarafından yapılan ölçümler ciddi bir tehlikenin olmadığını gösteriyordu. Ancak hükümet yetkililerinin yaptığı tutarsız açıklamalar ülkenin tamamında korku ve paniğe yol açtı. Radyasyon bulutlarının geçişi sırasında yoğun yağış alan yerlerden biri olan Doğu Karadeniz Bölgesi’nde çay endüstrisi büyük zarar gördü. Dönemin sanayi bakanı Cahit Aral, çayın radyasyondan etkilenmediğini göstermek için basın önünde çay içtiyse de halk sağlığı ve radyasyona bağlı hastalıklar etrafında yapılan tartışmalar yıllarca devam etti.