Birinci TBMM

Birinci TBMM, Mustafa Kemal’in uğraşları sonucunda yeni seçilen ve İstanbul’dan gelen mebusların katılımıyla 23 Nisan 1920’de TBMM Ankara’da açıldı.

Üyeleri itibariyle değişik inanç ve düşünceleri barındırması ve farklı meslek gruplarından oluşması nedeniyle bir halk meclisi niteliği taşımaktadır. Bu yönüyle bazı araştırmacılar tarafından Cumhuriyet tarihinin en demokratik meclisi kabul edilmektedir. Bu meclisi demokratik yapan en önemli olgulardan biri de siyasal fikirleri birbirine yakın kişilerin mecliste oluşturdukları gruplardır. Tenasüd, İstiklal, Islahat, Halk zümresi (Sol eğilimli), Müdafaa-i Hukuk Grubu(1.Grup, Kuvay-i Milliyeciler) gibi isimlerle anılan bu gruplar adeta siyasi parti gibi hareket etmişlerdir. İlk etapta gruplar arasında farklılık açık bir şekilde belirmemiştir. Ancak, Anayasada Halifelik ve Padişahlığın geleceği belli olmaması ve Halkçılık programınatepki doğrultusunda yükselen muhalif seslerle ayrışma belirginleşmeye başladı.

Birinci TBMM

Ortaya çıkan bu yeni koşulda TBMM’de güçlü bir gruba dayanma gereği ortaya çıktı Mustafa Kemal güvendiği milletvekilleriyle tek tek ya da gruplar halinde görüşerek Müdafaa-i Hukuk Grubu’nu oluşturdu. Böylelikle mecliste alınacak kararların meclise gelmeden bu grupla görüşülüp karar bağlanması kararların meclisten geçirilmesini kolaylaştırdı. Bu grup mecliste kurulan ilk grup olduğu için birinci grup olarak anıldı. Zamanla bu grubun dışında kalan milletvekilleri sanki Mustafa Kemal’e karşıymış gibi algılanmaya başlandı. Selamet-i Umumiye adıyla anılan mikro bir grup oluştu. Mustafa Kemal’i destekleyen Birinci Grup’a karşı Erzurum mebusu önderliğindeki İkinci Grup sert bir muhalefet sergiledi.

Mecliste I. Grup ile II. Grup arasında birçok konuda anlaşmazlık çıkmış ve kıyasıya mücadele edilmiştir. Başkomutanlık yasasının çıkarılmasında yaşanan fikir ayrılığı ile mecliste kriz yaşanmıştır. Bundan başka Hükümet ve Meclis Başkanlığının Mustafa Kemal de olmasını eleştirerek bunun diktatörlüğü çağrıştırdığını her fırsatta dile getiriyorlardı. Ayrıca bu konuyla ilgili olarak Meclis başkanı ve başkan vekillerinin siyasi derneklerle ilişkili olmaması ve tarafsızlığın korunası için iç tüzüğe madde eklenmesine yönelik bir tutum sergilediler. Bundan başka II. Grup, milletvekili seçilebilmek için Misak-i Milli sınırları içerisinde doğmuş olmak şartını içeren yasa teklifinde bulunarak seçim kanununa değişikli yapılmasını istemişlerdir. Bu koşullara uymayan Mustafa Kemal’in parlamentoya girmesini engellemeye yönelik bu girişim meclisin reddetmesi sonucu önlenmiştir.

Sonuç itibariyle meclis çalışamaz hale gelmiştir. Meclisin mevcut yapısının Lozan Anlaşması’nın onaylanmasına engel olabileceği endişesi ile muhalefetin önü kesilmeye karar verildi. Bu tablo karşısında harekete geçen I. Grup ilk meclisin görevini tamamladığını ifade ederek seçimlerin yenilenmesini istemiştir. Kabul edilen bu önergeyle meclis 16 Nisan 1923’te dağılmıştır.

Benzer İçerikler

Bir cevap yazın

E-posta hesabınız yayımlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir